Radikal Pazar Eki/ 10 Ekim 1999
ADA
SOKAKLARINDA MÜZİK
Filiz
Ali
Başlıktaki “ada” Ayvalık’ın
karşısındaki Cunda adası. Yeni Asır gazetesinin Ayvalık muhabiri Ceynur
Karagözoğlu atmış bu başlığı.
Ada’nın tepesinde eskiden
Rumlar zamanında Kızlar Okulu ya da Kızlar Manastırı diye bilinen taş binanın
çevresindeki sokaklardan ve binanın içinden keman sesleri gelmekte. Kemancı Atilla Aldemir nota sehpası bulamayınca sokaktan geçen bir
çocuğun eline notasını tutuşturmuş, geçmiş karşısına konserde çalacağı parçayı
çalışıyor taş evlerin gölgesinde.
24 Eylül 1999 akşamı, II.
Ayvalık Yaylı Çalgılar ve Oda Müziği Uzmanlık Kurslarının on günlük bir çalışma
sonucu hazırladığı ve deprem felaketzedeleri yararına verilecek olan konserin
halka açık genel provası var. Burada halk demek çocuklar demek olsa gerek ki
provayı en çok onlar merak ediyor. Yetişkinlerse kapılarının önüne oturmuş,
olup biteni meraksız gözlerle seyrediyorlar. Çocuklar önce biraz çekingen,
içeri girsinler mi girmesinler mi kararsızlar. İçeri girince yaramazlık
yapsınlar mı, gülüşüp itişsinler mi, yoksa uslu uslu oturup dinlesinler mi
bilemiyorlar.
Biraz önce Atilla’nın notasını
tutan çocuk ise hipnotize olmuş gibi dinliyor keman ve viyolonsel çalan
gençleri. Prova ilerledikçe dinleyici çocuk sayısı da artıyor. Belki de
hayatlarında ilk kez bu kadar yakından dinliyor ve görüyorlar teller üzerinde
dolaşan yayın çıkardığı büyülü sesleri.
En büyüğü 25, en küçüğü 13
yaşında 11 keman, 4 viyola, 5 viyolonsel öğrencisi, bir de dört güzel genç kızın
kurduğu yaylı çalgılar dörtlüsü katıldı bu yıl Cunda’daki uzmanlık kursuna.
Öğrencilerin hepsi kız. Keman profesörü Lukas David, Avrupa’da da son yıllarda
erkek çocukların müziği meslek olarak seçmemelerinden yakınıyor. Kızların
erkeklere oranla daha çalışkan ve hırslı olduklarını da ekliyor. Bu gidişle
saflarına dişi kelebek bile sokmaktan kaçınan, geleneklerine bağlı Berlin ve
Viyana Filarmoni orkestralarının gelecekleri pek parlak görünmüyor demektir.
Bizim uzmanlık kurslarının
öğrencilerinin tümü kız olmakla birlikte, birkaç tane de erkek maskotumuz
vardı. Prof. Lukas David’in öğrencisi ve asistanı Atilla Aldemir’in hem
organizasyonda hem de konserde öğrencileri yönetmekte ve yönlendirmekte üstüne
yoktu örneğin.
Geçen yıl kursa katılan, bu yıl
Detmold Yüksek Müzik Akademisinde Prof. Lukas David ile çalışmaya başlayan Mehmet Yasemin ise, İzmir’den nota sehpaları
yüklenip gelmesi, arabasıyla öğretmenlerin ayağını yerden kesmesi, konsere
kemanıyla katkısıyla hepimize çok yardımcı oldu.
Erkin Onay bu yıl derslere
katılmadı ama viyola öğretmeni Hartmut Lindemann’ın derslerinin gönüllü
çevirmenliğini üstlendi.
Sevil Ulucan, Nilgün
Yüksel, Göknil Özkök ve Dilbağ Önvural’dan oluşan yaylı çalgılar dörtlüsünün
çevirmeni ise tiyatro bölümünden Engin
Hepileri idi. Engin, kuartet çalışmalarını on gün, günde üç saat Almanca’dan
Türkçe’ye çevirme rekoru kırınca, Prof. Khomitzer bile onun bundan böyle Dvorak’ın “Amerikan”
dörtlüsünü kendi başına çalıştırabilecek düzeyde müzikten anladığına kanaat
getirdi.
Dört genç kızdan oluşan
bu dörtlüyü ilk başta pek ciddiye almayan ünlü viyolonsel virtüozu ve pedagog
Mikhail Khomitzer, kızların her gün büyük bir hız ve hırsla ilerlemeleri
karşısında önyargılarından kurtuldu, üstelik konser sırasında en az onlar kadar
heyecan çekti ve konserin bitiminde göz yaşlarını tutamadı.
Konserden sonra, Eskişehir,
Ankara, İzmir, İstanbul, Bursa, Tel-Aviv ve Detmold’dan Ayvalık’a gelip,
Ayvalık ve Cundalılarla on gün boyunca kaynaşan genç çalgıcılar takımı gelecek
yıl yeniden buluşmak üzere randevulaşarak geldikleri yöne doğru dağıldılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder