Radikal Ek 14 Kasım 1999
İstanbul’un artık bir de Filarmoni
Orkestrası var...
Filiz
Ali
Kültür
Bakanlığına bağlı Devlet Senfoni Orkestralarına rakip çıkan bir özel Filarmoni
Orkestrası var artık İstanbul’un. Filarmoni Orkestraları 19. yüzyıl
Avrupa’sında palazlanmaya başlayan kent burjuvazisinin, aristokrat sınıfın
tekelinde olan “müzik işini” ele geçirmek isteği ile ortaya çıkan ve kentin
önde gelen müzikseverlerinin bir filarmoni
derneği kurmaları sonucu oluşturulan özel orkestralardır.
Böylece saray
orkestralarının, saray operalarının yerini filarmoni derneği orkestraları ile
opera dernekleri alır 19. yüzyılda. Müzikseverlik geleneği devam ediyor batıda. Ama bir farkla. Bugün, hem Avrupa’da hem Amerika’da görülen
gerçek şu ki, artık filarmoni dernekleri, tek başlarına koskoca filarmoni
orkestralarını ayakta tutamıyorlar. Özerkliklerinden ödün vermemeye özen
göstererek bulundukları eyaletten, belediyeden, devletten yardım alabilmek için
özel bürolar kurup her yıl kapı kapı dolaşarak orkestralarına, operalarına
yardım topluyorlar.
Bizim
durumumuza bakacak olursak, henüz 19. yüzyıl Avrupa’sında yaşanmış olan,
saraydan - ya da bir başka bakışla devletten - kopma aşamasında olduğumuzu
görürüz.
Yeni
gelişmekte olan taze burjuvazimizin yaşam kalitesi özlemleri içine bir de
filarmoni orkestrasını katmış olması nereden bakarsanız bakın olumlu bir
gelişmedir sonuçta. Ne var ki, devletten kopmak o kadar kolay değildir. Sonuçta
döner dolaşır yine devletin Atatürk Kültür Merkezine muhtaç oluverirsiniz.
O kültür
merkezi ki 1980 ile 1990 yılları arasında tam on yıl boyunca eleştirilerimizle
hiç yılmadan düzeltmeye çalıştığımız
kusurlarına 1990 ile 2000 yılları arasında da sımsıkı sadık kalmış, hatta
kusurlarını daha da kemikleştirmiş bir yapıdır.
Sahneye yine
hiç utanmadan, İstanbul gibi “multi” zengin bir kente hiç yakışmayacak
perişanlıkta, cilası yıllar önce silinmiş, çentikleri, çizikleri, yara,
bereleri ile bit pazarında bile kimsenin yüzüne bakmayacağı, akort tutmayan bir
emekli konser piyanosunu çıkartabilen bir yapıdır bu AKM. Kim bilir hangi
nedenle konser kabuğu da yerinde değildir. Böylece orkestranın sesi arkadaki yamalı siyah fon perdesine
çarptıktan sonra son bir hamle ile sahne boşluğunda yitip gider.
Demek ki,
batıdaki müzikseverler kendi devlet, belediye ve eyalet yöneticilerinden yardım
ve anlayış görürlerken , bizim devlet veya belediyelerimizin kültür ve sanatla
ilgili yöneticileri müzikseverlerimizin bağımsız girişimlerine pek yüz
vermemektedirler.
Böylece,
bağımsız müzikseverlerin, bağımsız konser salonlarına gereksinimleri olduğu
gerçeği de kaçınılmaz biçimde karşımıza çıkıveriyor.
Borusan
İstanbul Filarmoni Orkestrası konserlerini Anadolu yakasına da taşıyacakmış.
Köprüler, Boğazın iki yakasını yakınlaştıracağına uzaklaştıracak diye ter ter
tepinen köprü eleştirmenleri ne denli haklıymış meğer. Sahiden de Anadolu
yakası başka bir şehir oldu sanki. İşte
bu nedenden Senfonik Müziği Kadıköylülerin ayağına götürecek Borusan; ve
konserler emektar Kadıköy Halk Eğitim Merkezi
(eski Halkevi) salonunda verilecek.
Rahmetli
Cemal Reşit Rey’i anmanın tam sırası şimdi. Cemal Bey başta olmak üzere Halit
Ziya Uşaklıgil, Nadir Nadi, Afif Tektaş, Bedri Nedim Göknil, Lütfü Kırdar, v.b.
gibi isimlerin bir araya gelerek yarattıkları, şimdi artık ismi olup da cismi
olmayan Türkiye Filarmoni Derneği’nin kuruluş hazırlıkları 1944 yılına rastlar.
1945’de ise hem dernek hem de orkestrası yani İstanbul Şehir Orkestrası
kurulmuştur.
Anadolu
yakasında konserler verme fikrinin de babası olan Cemal Bey, Dr. Fahri
Atabek’in Belediye Başkanlığı sırasında orkestrasıyla Zeynep Kamil Hastanesi
salonunda konserler verir.
Bunca yıl ve
bunca badireden sonra Cemal Reşit Rey’in başlattığı özel müzik yolculuğunu
kaldığı yerden sürdürmek meğerse Borusan gibi bir kuruluşa kısmetmiş.
Şimdilik,
Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrasına, İstanbullu müzikseverler ve
müzisyenler adına Boğazın iki yakasına da “hoş geldin” diyor, ömrünün uzun,
gönlünün zengin, dinleyicisinin bol, başarı ve niteliğe yönelik ilkelerinin
sağlam olmasını diliyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder