ANNE-SOPHIE MUTTER / SAHNEDE 35 YIL
Dünyanın en iyi kemancılarından birisiniz. Otuz beş yıldır
dünyadaki tüm müzik eleştirmenleri sizi yazılarında sürekli göklere çıkarmış.
Otuz beş yıldır keman dağarının bütün eserlerini kaydettiğiniz CD’lerden ve
konserlerinizden elde ettiğiniz gelir ile beyaz bir Porsche’niz de olmuş,
Picasso’nuz da. Aldığınız ödüllerin sayısını unutmuşsunuz. Bütün bunlar
yetmezmiş gibi güzelliğinizle nice süper modeli geride bırakmaktaymışsınız.
Anne-Sophie Mutter Tanrı’ya inanmasın da kime inansın?
Gerçekten de Mutter, Tanrı’ın sevgili kulu. Tanrı ona öyle
bir müzik yeteneği ve sevgisi bahşetmiş ki, geriye sadece bu yeteneği geliştirmek
ve çalışmak kalmış.
İnternet dünyasında çok sayıda söyleşisi var sanatçının.
Üç yaşındayken piyano çalmaya başladığını ama 5 yaşına geldiğinde kemana aşık
olduğunu anlatıyor bazı konuşmalarında. Babasının eve getirdiği bir Yehudi Menuhin
plağını dinledikten sonra başlamış bu ateşli aşk. İlle de keman dersleri
alacağım ve kemancı olacağım diye tutturmuş daha 5 yaşında çocukken. Erna Honigberger
adında bir keman hocasıyla derslere başlamışlar. Erna, ünlü keman pedagogu Carl
Flesch’in öğrencisiymiş. Yani Anne-Sophie daha çekirdekten Orta Avrupa keman
geleneği ile yetişmiş böylece.
Mutter, İsviçre Almanya sınırındaki Rheinfelden kentinde doğmuş. Ren nehrinin
bir yakası Almanya, öte yakası İsviçre. Beş buçuk yaşındayken Rheinfelden’e
sadece 15 km. uzaktaki Basel’a ünlü Rus kemancı David Oistrakh gelmiş konser
vermeye. Keman öğretmeni ile Oistrakh’ı dinlemeye gitmişler. Hayatında ilk defa
Brahms’ın keman – piyano sonatlarını öğretmeninin kucağında dinlerken kendinden
geçtiğini ve bu kez de Brahms’ın müziğine aşık olduğunu hatırlıyor sanatçı
bugün. Brahms’ın kemanın insan sesine benzeyen özelliğini çok iyi anladığını,
öte yandan da Oistrakh’ın kemana şarkı söylettiğini düşünüyor. Ergenlik yılları
boyunca Brahms sevdası devam etmiş Mutter’in. 16 yaşına geldiğinde Karajan
yönetiminde Brahms’ın keman konçertosunu yorumlayacak kadar önüne geçilmez bir
sevda imiş bu.
Anne-Sophie Mutter’in Tanrı’nın sevgili kulu olduğunu
kanıtlayan ikinci olay 13 yaşındayken Herbert von Karajan ile tanışmasıdır.
Sonrası zaten tarih olmuştur artık. 14 yaşında Salzburg Festival’inde
kariyerine adım atması, 15 yaşında Karajan yönetimindeki Berlin Filarmoni
Orkestrası eşliğinde Mozart’ın 3 ve 5 numaralı keman konçertolarını Deutsche
Grammophon firması için plağa kaydetmesi, 17 yaşında Zubin Mehta’nın yönettiği
New York Filarmoni Orkestrası ile Birleşik Amerika’daki ilk konserini vermesi
bilinen noktalar.
Karajan, Mutter’i ilk tanıdığı günden itibaren hep
desteklemiş, onun hep ileriye doğru gitmesini, sınırlarını zorlamasını istemiş.
Mutter ilişkilerini şöyle anlatıyor bir söyleşisinde:
“14 yaşındaydım. Karajan, Beethoven
keman konçertosunu çalmamı istedi. Oysa eseri henüz tam olarak öğrenmemiştim ve
rahat değildim. Ama üstadın istekleri emir demekti. Eve gidip gece gündüz
çalıştım ve sonunda üstadın karşısına çıktım. Ben çalarken o elindeki partisyondan
takibediyordu, ilk büyük keman solosunu bitirdikten sonra hiç başını
kaldırmadan ‘Gelecek sene tekrar gel’ dedi. Haklıydı. Henüz Beethoven’i yeterince
anlayamamıştım. Ertesi yıl gittiğimde gerçekten çok farklı bir çalışma içine
girdik. Beethoven keman konçertosunun analizini yaparken orkestra şefi
cephesinden yaklaşımını öğrenmiş oldum. Benim için büyük kazançtı Karajan ile
çalışmak. Beni kendi kızlarından ayırmazdı. Sadece müzikal bakımdan değil,
kişilik gelişimi bakımından da ergenlik çağındaki bir gençkızın ruh halini göz
önüne alarak hayatıma kattığı değerlerin önemini hiç unutamam.”
Mutter’in ipeklere, kadifelere sarılı iki Stradivarius
kemanı var. Keman kutusunun üzeri pırıltılı taşlarla süslü. Memleketi
Almanya’da bir hanedan üyesiymiş gibi saygı görüyor. Öte yandan konserleri için
çok yüksek ücret talebetmesi dolayısıyla Londra orkestralarının tümü tarafından
üç yıl boykot edilmiş. Şimdi araları düzelmiş, söylentiye göre Mutter bakmış ki
orkestralar geri adım atmıyorlar, çarnaçar ücret indirimi yapmış sonunda. Acaba
İstanbul Festivali konseri için ne ücret istedi merak ediyor insan haliyle.
Bundan on dört yıl önce 1988 yılında Cumhuriyet
gazetesi’nde çıkan bir yazıma şu cümleler ile başlamışım.
“Anne-Sophie Mutter, göğüslerinin
önemli bir miktarını dışarıda bırakan kan kırmızısı ‘strapless’ yani askısız
John Galliano tuvaletinin eteklerini savurarak, yüzünün sağ tarafını çapkınca
örten mebzul dalgalı saçlarını uçuşturarak sahneye çıktığında konser salonundan
aldığı ilk tepki derin bir iç çekmesi oluyor.”[1]
Aslında sanatçının keman çalarken omuzlarını açık bırakan
giysileri tercih etmesinin çok anlaşılır bir nedeni var. Çoğu kemancı, çalgıyı
omuz ile çene arasına yerleştirirken ya yastık ya da çenelik kullanır. Oysa
Mutter bakın ne diyor:
“Keman benim bedenimin bir parçası.
Aramızda kemanın doğal titreşimlerini donuklaştıracak bir kumaş parçası
olmamalı, doğrudan tene temas eden kemandan çok daha iyi ses çıkıyor.”[2]
Eline aldığı en kötü kemandan bile ‘Stradivarius’ sesi
çıkarabilen Mutter’in, tabii ki kendi Stradivarius’larından elde ettiği ilahi
seslerle baştan çıkaramadığı kimse yok müzik dünyasında.
Mutter, 26 yaşındayken, Herbert von Karajan’ın avukatı
Detlef Wunderlich ile evlenmişti. Kocası kendinden 30 yaş büyüktü. İki
çocukları oldu ve ne yazık ki Detlef evliliklerinin altıncı yılında kanserden
öldü. Mutter, ikinci evliliğini 2002 yuılında 39 yaşındayken ünlü Alman asıllı Amerikalı
piyanist, orkestra şefi, besteci André Previn ile yaptı. Previn 73 yaşındaydı
ve Mutter’den önce beş kez evlenmişti. Eşlerinin en ünlüsü Hollywood yıldızı
Mia Farrow idi. Previn ile Mutter 2006’da boşandılar ama birlikte konser
vermeye devam ediyorlar.
Mutter, 1980’li yıllarda müzik dünyasındaki prestijini,
kendisine duyulan güveni ve hayranlığı kullanarak 20. yüzyılın bestecilerine
eserler ısmarlamaya ve bu yolla hem kendi repertuarını genişletmeye hem de
çağdaş bestecilerin önünü açmaya karar verdi.
Hoş, eser ısmarladığı besteciler çağdaş müzik
çevrelerinde zaten tanınan yaşlı başlı kişilerdi ama Mutter sayesinde eserleri
çok daha geniş bir dinleyici kitlesine ulaşacaktı. Böylece Witold Lutoslawski,
Krysztof Penderecki, Henri Dutillieux, Wolfgang Rihm ve Andre Previn, Mutter
için eserler bestelediler. Mutter’in eser ısmarladığı son kişi 1931 doğumlu Tatar
asıllı Rus besteci Sofya Gubaidulina. Eserin adı da çok ilginç: “In Tempus
Praesens”, “Şimdiki Zamanlarda”. Sofya Gubaidulina eseri hakkında bakın neler
söylüyor:
“20. yüzyıl bestecilerinin çoğu
gibi beni de ‘zaman’ sorunu fazlasıyla ilgilendiriyor. İnsanın psikolojik
durumuna göre ‘zamanın’ doğada, evrende, toplumda, rüyalarda ve sanatta nasıl
değişiklikler arzettiğine kafa yoruyorum. Sanat daima rüya ile gerçek arasında
bir yerlerde durur. Sanatta akılla delilik, durağanlıkla ile hareketlilik
sürekli yer değiştirir. Normal yaşamımızda geçmişten geleceğe doğru yol alırken
şimdiki zamandan geçeriz, ama sadece uykuda, dua ederken ve sanatta şimdiki
zaman hiç bitmez.”
Mutter, Sovyetler Birliği’nde uzun yıllar görmezden
gelinen, ancak Berlin Duvarı yıkıldıktan sonra hem Rusya’da hem de Batı’da
değeri anlaşılan bu büyük kadın bestecinin kendisi için yazdığı ‘In Tempus
Preasens’ adlı keman konçertosunu 2008’de Deutsche Grammophon firması için
kaydetti ve Gubaidulina’yı bu kayıtta J.S. Bach ile eşleştirdi. 1 Haziran’da
İstanbul Festivali Kapsamında vereceği konserde ise Mozart ile çağdaş Alman
bestecisi Rihm’i eşleştirecek ve kendisi için bestelediği “Lichtes Spiel” adlı
eserini seslendirecek. “Çocuk Oyunu” deriz ya! öyle birşey bu eser besteciye
göre. Merakla bekliyoruz 1 Haziran’ı.
07.05.2012
YanıtlaSilriesen arsch ficken
sohn fickt mutter
riesen arsch porno
porno mutter
höschen porno
alissa noir porn