MÜZİK EĞİTİMİ HER ÇOCUĞUN HAKKI
Antik çağların ünlü feylesofları Eflatun ve Sokrates’e göre, devlet adamı yetiştirirken öncelik müzik ve spor eğitimine verilmeliydi. Zira “müzik” ruhu, “spor” da bedeni geliştirirdi. Devlet adamı olacak çocuk, bir yandan bedenini geliştirirken, diğer yandan beyniyle ruhunu geliştirecek olan müziği içselleştirecek, güzel konuşmayı, hikaye anlatmayı, hitabeti ve tabii en önemlisi düşünmeyi öğrenecekti. Sokrates ve Eflatun öğretisine sadık kalan insanoğulları yüzyıllar boyunca müzik ve sporun yararını gördüler.
Müzik sadece devlet adamı olsun diye yetiştirelen çocukların değil dünyadaki bütün çocukların ruhlarının beslenmesi için gerekli. Hatta değil “devlet adamı”, hiç bir şekilde “adam” olamayacak koşullarda yaşayan çocuklar için daha da çok gerekli aslında. Venezuela’da José Antonio Abreu adında bir iktisatçı/müzisyen, “adam” olmaları söz konusu bile edilemeyecek sokak çocukları ile böyle bir “mucize” yakalamış işte. 1975’de yani 36 yıl önce tohumları atılan bu mucizenin sonuçlarını İstanbullu müziksever 2011 Ağustos ayında gözleriyle görüp, kulaklarıyla duyma şansına ulaştılar.
Vaktiyle Caracas sokaklarında uyuşturucu çetelerinin, türlü çeşitli suç şebekelerinin kolaylıkla avladığı yoksul, kimsesiz çocuklara sahip çıkan “El Sistema” kısaca “Sistem”in yaratıcısı Abreu’nun sokaklardan müzikle kurtardığı çocuklar büyümüş ve koskoca bir Senfoni Orkestrasının elemanları olarak dünyayı gezer olmuşlardı. Güney Amerika’nın özgürlük kahramanı Simon Bolivar adı verilmişti bu orkestraya. Orkestranın şefi de vaktiyle Caracas’ın teneke mahallelerinde sefalet içinde yaşamaya çalışan çocuklardan biri olan Gustavo Dudamel idi.
El Sistema’nın bunca başarılı olmasında ve bütün kıtaya hatta dünyaya yayılmasında Abreu’nun iktisatçı/müzisyen kimliğinin yanı sıra devletle kurduğu ilişkilerin isabetli olması da rol oynuyor. El Sistema başından beri Venezuela Kültür veya Eğitim Bakanlığı’na değil Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı. Bugün sadece Venezuela’da 102 Gençlik 55 de Çocuk Orkestrası var. Aşağı yukarı yüz bin genç El Sistema programı kapsamında müzik eğitimi ile suça eğilimli çocuk ve gençleri rehabilite etmekte. Program, Aile, Sağlık ve Spor Bakanlığı denetiminde hizmet veriyor. Hugo Chavez hükumeti yıllardır programın arkasındaki en büyük destek.
1975 yılında ilk kez uygulanmaya başlanan El Sistema’nın yetiştirdiği gençlerin dünya müzik merkezlerine ulaşabilecek seviyeye gelmeleri tam 32 yıl sürmüş. Burada sabır ve kararlılık çok önemli. Bütün dünya ancak 2007 yılında New York’da Carnegie Hall, ve Londra’da BBC Proms konserlerinden sonra bu Venezuela mucizesini öğrenmiş. Uzun lafın kısası öyle “armut piş, ağzıma düş” işi değil bu iş.
Dünya Sahnelerinde Genç Yetenekler Güher & Süher Pekinel ile Sahnede |
Bugün üstün yetenekli çocukların doğru yolda eğitilmesinin ne denli önemli olduğunu en iyi bilenler arasında ilk akla gelen isimler Güher ve Süher Pekinel. Çünkü onlar, devletin vaktiyle önayak olduğu ama zaman içinde vazgeçtiği müzik eğitimi seferberliğine üç farklı ama birbirini tamamlayan proje ile başlamış durumdalar. Dördüncü proje de yolda. Bu yazıda ilk iki projeden söz etmek istiyorum.
Filmi geriye saracak olursak, Pekineller’in bu serüvene Türk Eğitim Vakfı İnanç Türkeş Özel Lisesi’nden 2006 yılında aldıkları bir davet üzerine başladıklarını görüyoruz. Türkiye’nin her köşesinden seçilmiş üstün yetenekli çocukların eğitildiği Tevitöl öğrencilerinden çok etkilenen Pekineller, okulda bir müzik bölümü açmaya karar verdiler. Burada önemli olan Pekineller’in bölümün hem yönetimi hem de finansmanını üstlenmeleriydi. Verdikleri konserlerin gelirlerini bu projeye aktardılar. Öğrencilerin bu yeni yönetim anlayışı ile kısa zamanda elde ettikleri başarı düzeyi okul yönetimini de projeye kaynak sağlamaya yöneltti ve bölüm MEB müfredatı kapsamına alındı. Pekineller, kendi dünya çapında kariyerleri konusundaki titizliği hem müzik okulunun öğretmenlerinin seçiminde, hem de eğitimin sürekli denetiminde uyguladıklarından sonuç çok şaşırtıcı oldu. 4.5 yıl içinde 200 çocuk konser verebilecek düzeyde bir veya birkaç müzik aleti çalabilmeyi öğrendiler.
Pekineller’in ikinci projesi “G&S Pekinel Dünya Sahnelerinde Genç Yetenekler” burs programıydı. Projenin ana sponsoru Onduline Avrasya desteğiyle ülkenin bütün konservatuarlarında okuyan gençler arasında bir seçim yapıldı. Maksat, seçimi yapan jürinin seçtiği on genci dünyanın önde gelen müzisyen ve pedagogları ile buluşturmaktı. 1948 yılında İdil Biret’in Nadia Boulanger, Alfred Cortot ve Wilhelm Kempff gibi büyük müzisyenlerle buluşmasını hedefleyen “Harika Çocuklar Kanunu”nun sağladığı olanakları bugün Venezuela örneğinin tersine devlet değil özel sektör üstlenmek zorunda gözüküyor. Özetlemek gerekirse devletimizin 60 yıl önce şaşırtıcı bir ileri görüşle sorumluluğunu üstlendiği çocukları bugün şahıslar veya kurumlar desteklemek durumunda.
Yetenekler bir arada |
İki de klarinet sanatçımız var. Ege Banaz, İzmirli. 9 Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuarı’ndan mezun. Paris’teki Edgar Varése Konservatuarı’na kabul edilmiş. İkinci klarinetçimiz Yağızcan Keskin de İzmirli. O da 9 Eylül Ü. D. K.’da Ender Gülenler’in klarinet sınıfında yetişmiş. O da Paris’te şimdi. Seçilen yeteneklerin en genci 1997 Ankara doğumlu kemancı Elvin Hoxha. Babası da müzisyen Elvin’in. Elvin eğitimini Bilkent Üniv. Müzik Hazırlık İlköğretim Okulu’nda sürdürürken bir yandan da aldığı bursla Zürich Yüksek Müzik Okulu’nda ünlü keman Profesörü Zakhar Bron ile çalışmakta. 1996’da Adana’da doğan Veriko Tchumburidze ise hem Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuarı’nda 9. sınıfta annesi Lili Tchumburidze ile çalışmaya devam ediyor hem de Viyana Yüksek Müzik Okulu’nda ders veren dünyaca ünlü keman pedagogu Profesör Dora Schwarzberg’den ders alıyor.
12 Ekim’de Ankara’da Bilkent’te, 13 Ekim’de de İzmir’de Sabancı Kültür Merkezi’nde tekrarlanan bu konserlerde kendilerine yapılan yatırımı son kuruşuna kadar hakkettiklerini gördüğümüz bu genç yeteneklerin en iyi koşullarda eğitilmelerini sağlayan hayırseverlere bravo.
Sayin Filiz Ali
YanıtlaSilAnne-Sophie Mutter'in adini yanlis yazmissiniz.
Tesekkurler
Metin Yildirim
Değerli Filiz Ali.
YanıtlaSilBen Maltepe Üniversitesinde radyo ve televizyon programcılığını okuyan bir öğrenciyim.Bitirme belgesel projemin konusu değerli babanız Sabahattin Ali.Ve çekeceğim belgeselimde babanızı en doğru şekilde,ilk ağızdan anlatabilmeyi çok istiyorum.Bana yardımcı olmanızı çok isterim.Size başka hiçbir yerden ulaşamadım.Olumlu ya da olumsuz bir dönüş yapabilirseniz bana çok sevinirim.
gizkoldas@gmail.com
Teşekkür Ederim