15 Eylül 2011 Perşembe

İDİL BİRET ARŞİVİ VE BEETHOVEN PROJESİ


Üne, ünlülüğe ve ünlülere tapınma yüzyıllardır alışageldiğimiz bütün sanatsal değerleri altüst eden, yozlaştıran, önemsizleştiren, sıradanlaştıran bir 21. yüzyıl fenomeni. “Baş ol da istersen soğan başı ol” özdeyişimize uygun biçimde “Ünlü ol da neyin ünlüsü olursan ol” aşamasına gelmiş bulunuyoruz. Mesleğinin ne olduğu bilinmeyen, yeteneği, becerileri var mı yok mu belirsiz bir “İkoncan ol” istersen, ününden geçilmesin. Servetini hangi yollarla kazandığı şüpheli ama “ünlü iş adamının” sevgilisi olursan hayattaki amacına ulaşmış sayılırsın mesela. Öte yandan görsel medyanın yarattığı “ünlü sanatçılar” var. Kimi “ünlü” ne idüğü belirsiz bir tür müziğin duayeni, kimi “ünlü” sahnelerin divası, kimi henüz civciv ama kanal kanal gezerken yolda birden “ün”leniveriyor.

Kempff, Biret, Keilberth
 İdil Biret, dünyadaki bu yeni ünlülerden biri değil. O, üç yaşından beri dikkatleri üzerinde toplayan, hayatı boyunca klasik müzik dünyasının hayranlığını, saygısını kazanmasına rağmen hiç istifini bozmadan “olduğu gibi olmayı” başaran bir yeni zaman fenomeni. Ailesinin üstün yeteneğini fark ettiği şanslı çocuklardan biri. Eğitimini eğil ellerde almasını sağlayan özel yasa sayesinde devam eden şansını boşa çıkarmayan, yirminci yüzyılın ermiş hocalarının hepsinden başka özellikler kapan, başka sırlar öğrenen, daha 16 yaşındayken konser turnelerine çıkarak dünyayı tanıyan ve dünyanın da onu tanımasını normal karşılayan bir çocuk.

Kariyerinin başlangıcındaki bir olay onun kişisel özelliklerini bütün açıklığıyla ortaya koyar. 21 Kasım 1963 günü Birleşik Amerika’daki “debut” yani ilk konserini Boston Senfoni Orkestrası eşliğinde verecektir. Orkestrayı Erich Leinsdorf yönetmektedir. İdil, Rachmaninof’un hem teknik hem de müzikal açıdan en zor konçertosu sayılan 3. Piyano Konçertosunu yorumlayacaktır. 21 Kasım doğum tarihidir İdil’in. 22 yaşına girecektir o gün. Orkestra provada “Happy Birthday” müziğini çalar. Her şey çok güzeldir. Konser saati geldiğinde İdil bir tuhaflık sezer. Şef Leinsdorf bir ara kireç gibi yüzle kapıdan başını uzatır, bir şeyler söylemek ister gibidir, sonra vazgeçer, gider. Dakikalarca süren gerilimden sonra esrar çözülür, İdil’in babası odaya gelerek Başkan Kennedy’nin öldürüldüğünü ve orkestra yönetiminin konsere devam edip etmemeye karar veremediğini anlatır. Uzun bir bekleyişten sonra Boston Senfoni Orkestrası Vakfının Yönetim Kurulu Başkanı Henry B. Cabot sahneye çıkar, sesi titreyerek kendi babası öldüğü gün Boston Senfoni Orkestrası’nın konserine büyük üzüntüsüne rağmen yine de geldiğini ve müziğin teselli edici gücüne inandığını söyler ve seyirciye konsere devam etme kararı aldıklarını açıklar.

İdil Biret, yıllar sonra “Herkesin morali çok kötüydü ama yine de çaldık. Benim Birleşik Amerika’daki ilk konserim için trajik bir başlangıç oldu” der. 2000 yılında Boston Globe gazetesi müzik yazarı Richard Dyer, o günü dün gibi hatırladığına değindiği yazısında Boston Senfoni Orkestrası’nın bu olağandışı konserinden söz ediyordu. Dyer, konserin, Kennedy’nin ölümü dolayısıyla Beethoven’in 3 numaralı Eroica Senfonisi’nin “Cenaze Marşı” bölümü ile başladığını; ardından 22 yaşındaki genç piyanist İdil Biret’in konçertoyu büyük bir olgunlukla, piyanistik ateşini alev alev yansıtarak yorumladığını anlatıyordu.

Aradan yıllar geçti. İdil Biret, kendi kulvarında ilerlemeye devam ederken, bazı başka piyanistlerin hedef değiştirip popülerlik kulvarına kaydıklarını gördü. O istifini hiç bozmadan inandığı ustaların, inandığı bestecilerin yolunda kendini geliştirmeye devam etti. İdil Biret, gerçek piyanistler arasındaki sessiz ama ortak uzlaşma ile saygınlığına saygınlık kattı. Hem birinci sınıf konser kariyerine devam etti hem de ondan konser isteyen memleketlilerine hiç gocunmadan her koşula ayak uydurarak yanıt vermeye çalıştı. Dünya çapında piyano yarışmalarının jürilerine çağrıldı. Jürilerin politik ortamlarında adaletli duruşundan hiç ödün vermedi.

İdil Biret, piyanistler dünyasında olağanüstü repertuarı ile de tanınıyordu. Tanrı vergisi üstün yeteneği onun piyano edebiyatının neredeyse tüm eserlerini belleğine kaydetmesini sağlamıştı. 1960’lı yıllardan itibaren plak kayıtlarına başladı. Finnadar/Atlantic, EMI, Decca ve Vega firmaları için kaydettiği sayısız eser bugün İdil Biret diskografisinin ilk yıllarını açıklıyor. 1980’lerden itibaren Naxos firması ile başlayan beraberliğinin ilk yıllarında Biret, Liszt, Çaykovski, Ravel, Saint-Saens, Schumann, Grieg, Franck ve Massenet’in bütün piyano konçertolarına ek olarak Piérre Boulez’in 3 Sonatı’nı, György Ligeti’nin Etude’lerini, son olarak da Berlioz’un Senfoni Fantastik ve Harold in Italy’sinin Liszt tarafından yapılan piyano uyarlamalarını kaydetmişti. Naxos firması ile başladığı ikinci projede İdil Biret, Brahms, Chopin ve Rachmaninof’un bütün piyano eserlerini kaydetti. Böyle büyük işlere benim diyen her piyanistin kalkışmadığını biliyoruz. Zaten Chopin’in bütün eserlerini kaydetme cesaretini gösteren bir İdil Biret var bu dünyada bir de Vladimir Ashkenazy.

Ancak asıl büyük proje daha yeni bitti. 22 yıllık bir süreç bu. Bu süreç içinde İdil Biret’in eşi Şefik Büyükyüksel İdil Biret Arşivi IBA markası altında İdil’in daha önce yapılmış bütün kayıtlarını toplamaya başladı. Öte yandan dev Beethoven projesinin ilk adımları 1985 yılında atılmış oldu. 1985 ve 86 yılları boyunca İdil Biret, Beethoven’in Liszt tarafından piyanoya uyarlanan dokuz senfonisini EMI firması için kaydetti. Kayıtlar Brüksel yakınındaki Chamont’da bulunan St. Bavon Kilisesi’nde yapıldı. Altı plaklık bir kutu olarak Liszt’in 100. ölüm yılı 1986’da piyasaya çıkan Beethoven/Liszt Senfoniler müzik dünyasında büyük yankı yaptı. 1986 Montpellier Festivali’nde İdil, bütün senfonileri dört ayrı akşam verdiği resitallerde yorumladı. Konserler Fransız Ulusal Radyosu tarafından naklen yayınlandı ve tabii ki yer yerinden oynadı.

8 Eylül 2011 AIMA Konseri, Ayvalık
 Sırada Beethoven’in 32 Sonatı vardı. Biret ve Büyükyüksel çiftinin 1985 yılında tanıştıkları Belçikalı ses mühendisi Michel Devos ile kayıtları yine St. Bavon Kilisesi’nde yapmaya devam ettiler. Konçertolar ve Piyanolu Koral Fantezi kayıtlarını Ankara Bilkent Konser Salonu’nda ses mühendisi Günther Appenheimer gerçekleştirdi. Bilkent Senfoni Orkestrasını, Varşova Filarmoni Orkestrası Şefi Antoni Wit yönetiyordu. İdil Biret Beethoven Edisyonu kayıtları 2008’de sonuçlandığında İdil Biret, dünyada Beethoven’in 32 Piyano Sonatı’nı, 5 Piyano Konçertosu ve Piyanolu Koral Fantazisi’ni, Dokuz Senfonisi’nin Liszt uyarlamasını kaydeden ilk piyanist olarak tarihe geçmişti.

İçinde 19 CD ve 1 DVD bulunan İdil Biret Beethoven Edition kutusu, Ekim ayından itibaren satışa çıkacak. Şefik Büyükyüksel’in söylediğine göre bu kutu İstanbul’da imal ediliyor. Naxos firması ise kutuları Almanya’ya ithal edip oradan dünya dağıtımını yapacak. Türkiye’den Almanya’ya kutu ile Beethoven ihraç ediliyor. “Ne ilginç değil mi?” diyor Şefik. “İşte Cumhuriyet’in müzik devrimleri bizlere bunları yapma imkânını verdi” diye devam ediyor. Almanya’da buna ilaveten Naxos üç ayrı kutuda Sonatlar (10 CD), Senfoniler (6 CD) ve Konçertolar (3 CD) imal edip yayınlayacak. Böylece Ekim ayında dört ayrı kutu satışa sunulacak. İsteyen beğendiğini alacak.

İdil Biret’in bu dev projesini taçlandıran DVD’nin adı:

Making of the Beethoven Recordings

A Musical Odyssey 1985–2008.

Beethoven Kayıtlarının Yapım Serüveni. Yöneten Eytan İpeker.

DVD’de dev projelerin alçak gönüllü gerçek sanatçısının ağzından müzik üzerine düşündüklerini de öğreniyor ve Beethoven’in piyano konçertolarını canlı olarak seyredebiliyor ve dinliyoruz.